26 Eylül 2012 Çarşamba

sağlıklı güzellik mümkün mü

Bir fondoten allık veya ruj sürdüğünde sende endişelenmiyor musun ? acaba ben ne sürüyorum diye düşündüğün oluyor mu? yada dudaklarını yaladığında ağzının içine ne gibi maddeleri aldığın aklını kurcalamadı mı hiç? dünyada sağlıklı kozmetik ürünlerinin varlığından çoğu insanın haberi var elbette ama hangimiz yaşamımızın en önemli varlığı olan cildimizi düşünüyoruz yeni bir elbise satın alabilirsiniz onu ütüleyebilir yıkayabilir defalarca giyip o yeni ve şık etkisini yaratbilirsiniz ama cildimiz bize tanrı tarafından bahşedilmiş bir giysimiz onu hor kullandığımızda geri dönüşü olmayan etkilere maruz kalabilir
 * Kırışabilir hemde çok erken!
 *Lekelenebilir moralinizi bozacak düzeyde hemde!
 *Yıpranabilir üstelik kalıcı hasarlarla  !
 *Ve en önemlisi yapısı bozulabilir!

Tüm bunlar insana korkunç ifadeler gibi gelebilir fakat bu günlerde yediğimiz kimyasal içerikli hormonlu yiyeceklerle birleşince kullandığımız kozmetik ürünleri cildimizi 2 kat yıpratabiliyor ve bir daha hiç bir para ile satın alamayacağınız cildinizi sonsuza dek sizden alabiliyor içinde bulunduğumuz pazar ve globalleşen dünyamız malesef hiçte ihtiyacımız olmayan ve zaten doğada var olan organik tarıma ihtiyaç duymamızı sağladı kar amacı güden ve bunun için insan sağlığını hiçe sayan gdo lu gıdalar takviyeler kimyasal bileşimler piyasada insanları canavarlaştıran birer etken madde haline geldi ve kar amaçlı insan hayatını sağlığını hiçe sayma politikalarının ortaya çıkmasına yol açtı.
















Bilindiği üzere dünyada organik sebze meyve ve şifa bitkileri üreten firmalar malesef çok az insan sağlığını düşünen kar marjı düşünmeden insanlara yardımcı olabilecek ve onların çeşitli sıkıntılarına çözüm üreten firmaların varlığı ya bilinmiyor veya göz ardı ediliyor LR bu firmalardan sadece bir tanesi deniz mineralleri aloe vera altın ipek ve saf gümüş iyonlarından parabensiz boyasız alkolsüz insan sağlığına zarar verecek hiç bir kimyasal katkı maddesi olmadan ürettikleri ürünlerle dikkat çeken çarpıcı bir firma LR 27 yıllık bir geçmişe sahip ve insan sağlığı için çalışan çok az firmadan sadece biri bu başarılı bir alman firması ve ürünlerinden memnun kalınan sonuç alınan bir firma böylesi kaliteli bir firmanın reklamı neden olmaz diye düşünmüştüm ilk başta ama kullanınca anladım ki firma kendine müthiş güvenen ürünlerini insandan insana sadece tavsiye ile yayabilen ve 32 ülkede varlığını milyonlarca üye ile sürdüren bir firma bir insanın her türlü problemine çözüm üreten ve gerçekleri vaad eden bir ürün yelpazesi var leke tedavileri en imkansız cilt lekelerini bile yok edebilen kapasitesi ile göz alıcı kırışıklık gibi sorunlara bir ütü gibi müdahele eden botoks içerikli ürünlerle inanılmaz etki bırakan ve ağız ayak ter gibi istenmeyen kokulara anında çözümüyle göz dolduran nitelikler kulağa çok hoş geliyor değil mi? üstelik tamamen doğal zararsız ve dermatest onayı ile tüm herkese uygun yapısı sayesinde ürün etkileyiciliğini daha da artırıyor nerde bulabilirim sorusunuzu duyabiliyorum sadece linke tıklamanız ve doğal güzelliğin lüxünü uygun fiyatla elde edebilirsiniz

4 Mart 2012 Pazar

şiirsel tarz

uçuşan kumaşlar olsun isterdim üzerinde seni havalı gösteren ama senin seçimlerin hep sert dokulardı ve bu sert dokular farkında olmasanda seni de sert bir yapıya büründürüyordu gerçekte sert oldukarı için değil sende sert duruyorlardı o kadar katıydın ki üstüdeki herşey katılaşıyordu heykelsi bir form alıyordu ve sen zeus heykeli gibi lider konumda sert ve heybetli duruyordun uçuşan kumaşları taşa koysan taş yumuşardı ama sen abadan yanaydın kumaş sende katılaşıp keçeleşiyordu öyle koyu oluyordu ki sende, kayboluyordu belki de karamsar yapan şey buydu seni hep koyu olmasıydı üstündekilerin ve seni boğan buydu belki özgür olmak istemiyodun anlamsızca sevmiyordun  renkleri senin için her zaman hava bulutluydu her zaman güneş soğuktu ve sen parlamayı değil kaybolmayı seviyordun tercih etmiyordun renkli bir dünyayı kırmızıya bakamıyordun yeşili göremiyor maviyi fark edemiyordun sarı ise cehennemdi sana göre sen cennetini griden siyahtan oluşturmuştun ve katılığın sabitliğin tercihlerin hepsi sana aitti kim engelleyebilirdi seni bunu giyme şunu etme diye konuşan hangi insan seni vazgeçirebilirdi koyuya olan tutkundan sen öyleydin kalın ve sert kumaşlar senin kırılmış ruhunu koruyordu belki de belkide istemiyordun artık dikkat çekmeyi fark edilmemek en sade olmak senin yegane zırhındı ve o zırh zamanla derine yapışmış bir parça oluyordu tesadüfen üzerine yeşil bir yaprak düşse olay olabilirdi herkes senin koyuluğuna alışıktı çünkü sen renk olamazdın renkli olamazdın çünkü koyuluk karanlıkta fark edilemeyeceğin yegane sığınağındı 

15 Ocak 2012 Pazar

meme kanserine yenilmeme konulu tasarımlarım

kıyafetlerimi tasarlarken, bende bir bayan olarak kendimin de bir meme hastalığına yakalanabilme ihtimalini düşündüm ve bu süreçte neler yapardım ne düşünürdüm sorularına yanıt aradım ve çözümlerimi tasarımlarım üzerinden anlatmak istedim.En önemlisi de; umut etmekti umudun rengi maviydi en çok bu rengi görmek isterdim hayatımda gökyüzüne bakıp başkaldırmak gibi tüm olumsuzluklara, üstümü de dahil her yeri maviye boyardım kendimce umut bürünürdüm kıyafetlerim de çoğunlukla mavi tercih etmem bu sebeptendi biraz daha düşününce meme bir kadının en önemli parçalarından biriydi öz güven seksapalite parçasıydı ve ne kötü olursa olsun onları saklamanın kapatmanın yanlış olacağını düşündüm hatta vurgumu onlar üzerinden yapmaya çaba gösterdim bir kadın için beğenilmek ruhunu okşayacak en güzel mucizeydi ne olursa olsun bundan vazgeçemezdi güzellik bir kadının en çok istediği,olduğu,düşündüğü alandı her kadın kendini başta insan olduğu için güzel görürdü ve bu fikrinden ne bir hastalık ne bir olumsuzluk ne de bir pürüz vazgeçirmemeliydi tüller içinde şeffaf güzelliği göstermek istememdeki sebep en çok bundan kaynaklanıyordu. elbiselerim de çoğunlukla da boş ilaç kutuları vardı ve ben bunlarla mutluydum bu bir prosedürdü ilaç kullanmak zorunda olmak neden kötü olsun ki iyileştikten sonra nasılsa bir kenarda anı olarak kalacaklardı ve onlar aslında güzeldi üstümde çok daha güzellerdi yuvarlak tarihli menepoz ilaçları her kadının başına gelecek bir gerçekti öyleyse yalnız değilim herkesin başına insana yönelik kadına yönelik hastalıklar gelebilirdi onları hem içimde hem elbisemin üstünde taşımak beni yormayacaktı aksine en güzel duygularla gururla taşıyacaktım. karşı cinslerin birbiriyle iletişimi ademden beri vardır peki ben hastayım diye bana artık kimse bakmayacak mı? beni seksi bulamayacaklar mı? diye ümitsizliğe mi kapılmalı hayır! tabi ki de onlarda bizlerle bunu büyük bir sevgiyle paylaşacaklardır büyük sevgiler her şeyi aşabilir ve neden onlar da bizimle olmasın diye düşündüm ve tasarımlarıma erkeklerin öyle düşünmediğini bizi ne olursa olsun seveceklerini ve yanınızdayız diyeceklerini düşünerek erkek kıyafetlerini de kattım mavi, umut dolu ve güzel bir proje olması ve moralimizi en yüksek şekilde tutmamızı sağlaması dileğiyle hepimiz potansiyel hastayız unutmayalım saygılar.

8 Ocak 2012 Pazar

dilek ağaçlarına bağlanan kumaştan umutlar


Dallarına küçük kumaş parçaları bağlanması suretiyle üstüne okunup üflenen ağaç. Bu sırada bir dilek tutulur ve gerçekleşeceğine kalpten inanılır. Altaylar bölgesindeki şamanist topluluklarda halen süregelen bir geleneğin türkiye’deki izdüşümü. Zamanla çalama da denilen bezlerin yerine naylon poşet parçaları, iplik, etrafta bulunabilecek herhangi bir çer-çöp aldıysa da iyi dilekler için mavi ya da bulunamıyorsa beyaz; kötü dilekler (beddualar) için kara bezler bağlanması adettendir.

Genelde bir tepede tekbaşına duran, yanına dilek dilemek için gelenlerin rahatlıkla çaput bağlayabilmeleri için küçük ve kısa boylu ağaçlardır. Bir ağacın dilek ağacı olarak kullanılabilmesi için yanlız, ve dallarına rahattlıkla ulaşılabilir olması gerekmektedir. Dilek ağacı her zaman dallı budaklı koca bir ağaç, ulu bir çınar falan olmayabilir. Kutlu yerlerde dikenli kuşkonmaz çalısı bile tıklım tıklım dilek doludur. Bağlanan şey de her zaman çaput olmayabilir. Gelinin çiçeğinden özenle sökülmüş gelin teli, etekten, eşarptan sökülmüş ufacık iplikler, çöp torbası parçaları, günlerce cepte gezmiş selpak vb. dalgalanabilen, uçuşabilen ve bağlanabilen her şey dilek tutuş törenine eşlik edebilir. dilek ağacı hiç tükenmeyen insan umudunun simgesidir. Ümit dediğimiz şey yerdeki janjanlı panço kağıdından medet umacak kadar güçlü bir histir. En çaresiz, en sersefil halde bile tükenmek bilmez. derinde bir yerde hep dilek ağacındaki çaputlar gibi fıldır fıldır dalgalanan bir ümit ışığı vardır. İnsanlar sürekli umutlarını kurumuş dal parçalarına asmakta ve onlardan medet umarak bağladıkları çaputun verdiği heyecanla dileklerinin gerçekleşmesini beklemektedir bunun bir açıklaması yoktur insanoğlu ümidini kaybetmek istemez ve her zaman ümitlerini bir nedene bir şeye bağlamak ister inançlarının yetebildiği kadar bağlanırlar bu dileklere ve beklide o dilekleri onları hayata bağlar bu bir döngüdür asla kimsenin çözemeyeceği bir inanç sistemi metafiziğin veya zihinsel algıların yenildiği nokta.














          Çünkü insan inanmak ister ve bu elinde değildir. Özenle tülbenleriyle birlikte umutlarını bağlayan insanın aklının içinden geçene erişmek öyle kolay değildir. Gerçekten inanıyor mudur? Hayatını gerçekten buna bağlamış mıdır? Ve daha bir çok soru işareti kafamızda belirir ama şüphesiz ki çaresiz kalan her insan dünya lideri bile olsa sığınacak bir yer bir şeyler arar insan doğası gereği zayıftır ona bahşedilen güç sadece hayatta kalabilmesi için verilen bir lutuftur kendi dışından doğadan gelen şeylere karşı hazırlıklı değildir. Ve bunun içindir ki sığınacak bir güç tanrısal bir inanç arar ve medet umar burada sadece amaç kumaşı ağaca bağlamak değildir o tanrıya bir araçla ulaşmak ümidini o araç sayesinde duyurmaktır kendince bu böyledir ama şüphesiz o eylemi gerçekleştiren insanın kafasına kimse erişemeyecekti. resimlerde görüldüğü gibi bende dilek ağacı çalışması yaptım üzerine kendi dokuduğum emek verdiğim dokumaları astım ve her yerde dilek ağacı olabileceğini ama insanın dileklerine ancak emekle inançla çalışarak ulaşabileceğini anlatmaya çalıştım çünkü emek sizi amaca ulaştıracak basamakları bir bir oluşturmanızdır